• Tıbb-i Nebevi
    • Sitemize Hoşgeldiniz
Tıbb-i Nebevi

   

Fitoterapi

Fitoterapi

      Bitkiler çok eski uygarlıklar tarafından beslenme, barınma gibi ihtiyaçlarını karşılayabilmek ve hastalıklarını tedavi etmek amacıyla kullanılmıştır. Arkeolojik kazılarda Şanidar Mağarası’nda (Irak) 62.000 yıl öncesine dayanan bitki kalıntıları bulunmuştur. Milat’tan önce 1500’lü yıllarda yazılan ve Mısır’da bulunan Ebers papirüslerinde hastalara yazılan reçetelerden ve bu reçetelerin hazırlanmasında kullanılan bitkilerden ayrıntılı şekilde bilgiler bulunmaktadır. Milattan sonraki dönemde ise yakın tarihte bitkilerin yerini sentetik ilaçlar almaya başlamıştır. Ancak zamanla sentetik ilaçların yan etkileri, ilaç etkileşimleri, antibiyotiklerin direnç kazanmış bakterilere etki etmemesi gibi birtakım sorunlar ortaya çıkmıştır.


     Günümüze bakıldığında büyük bir değişim olduğu söylenememekle beraber yine bitkileri hem beslenme amacıyla hem de hastalıkların önlenmesinde ve tedavisinde kullanmaktayız. Son yıllarda bitkilerle tedaviye giderek artan bir yönelim söz konusudur. Çeşitli hastalıkların tedavisine yönelik bitkisel ilaç etkin maddeleri arayışı çalışmaları tüm dünyada hızla artmaktadır. Ancak tüm bitkiler ve bu bitkilerin tüm kısımları tedavide kullanılmamaktadır. Bir bitkinin tüm kısımları veya bir kısmı sağlığa zararlı bileşikler taşıyabilmekte; bir diğer kısmı tedavide kullanılabilecek etkili bileşikler bulundurabilmektedir. Bu durum bitkisel drog ifadesi ile açıklanmaktadır. Tıbbi bir bitkinin tedavi amacıyla kullanılan kısımları (gövde, yaprak, çiçek, kök, meyve, tohum, kabuk, toprakaltı gövdesi, toprak üstü kısımları) ve bu kısımlardan hazırlanan özütler ‘bitkisel drog’ olarak tanımlanır.
 
M. Ö. 2000…... Al bu otu ye.
M. S. 1000…… O ot kötü, gel bu duayı oku.
M. S. 1250…… O dua batıl, al bu iksiri iç.
M. S. 1500…… O iksirin ne faydası var, al bu hapı yut.
M. S. 1750…… O hap etkisiz, al bu antibiyotiği iç.
M. S. 2000…… O antibiyotik kimyasal, al bu otu ye.
 
      M.Ö yıllarda bitkilerle tedavinin bilimsel bir dayanağı olmamasına rağmen, özellikle Ortaçağ hekimleri bitkileri hastalıkların tedavisinde kullanmışlar ve kitaplarında da  bu bitkilerden bahsetmişlerdir. Bugün halk tababetinde bu bitkiler hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır. ‘Fitoterapi’ terimi, Eski Yunanca’da‘bitki’ anlamına gelen‘phyton’ ve ‘tedavi’anlamına gelen ‘therapion’ sözcüklerinin birleşmesiyle (Phytotherapion) oluşmuştur. Bu terim 1913’te ilk kez fitoterapinin kurucusu olarak bilinen Fransız Dr. Henri Leclerc tarafından kullanılmıştır.

      Fitoterapi, tıbbi bitkileri ve onların etkin maddelerini taşıyan kısımlarından (droglardan) veya bir işlem yoluyla elde edilmiş doğal ürünlerden hareketle standardize edilmiş farmasötik formların (tablet, kapsül, tentür vb.) hastalıklardan korunmak veya tedaviyi desteklemek amacı ile kullanılması olarak tanımlanır. Sağlık alanında koruyucu, tamamlayıcı olarak kullanılır, geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulaması kapsamına girer.

    27.10.2014 tarihinde yürürlüğe giren ‘Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği’ne göre sadece Sağlık Bakanlığı’nca tescili yapılmış sertifika ile yetkilendirilen tabip ve diş tabipleri, ruhsatlandırılmış sağlık kuruluşlarında  (kamu kurum ve kuruluşlarına bağlı hastaneler, tıp ve diş hekimliği fakültelerinin araştırma ve uygulama merkezleri, özel hastaneler, özel sağlık kuruluşları), Fitoterapi uygulaması yapabilmektedirler.

          Fitoterapi uygulamalarında kullanılacak olan tıbbi bitkinin doğru bitki olduğu ve bu bitkinin doğru kısmının doğru kişiye doğru hazırlanma tekniği ile verilmesine dikkat edilmelidir. Bitkinin bileşimine dolayısıyla tedavi edici etkinliğine etki eden önemli faktörler bulunmaktadır. Bitkinin yetiştiği toprak, iklim, toplanma zamanı, kurutma teknikleri, saklama koşulları bunlardan birkaçıdır.İnternetten alınan bitkisel ürünler, aktarlardan alınan droglar bu koşulları sağlayamamakta ve sonuçta yarar yerine karaciğer, böbrek yetmezliği ve ölümle sonuçlanan ciddi zararlar görülmektedir.

      Yapılan bir araştırmaya göre, toplumun büyük bir kesiminin bitkisel ürünleri sentetik ilaçlara göre daha ‘doğal’ bulmalarından dolayı güvendiklerini göstermektedir. Pek çok bitkisel ürün kullanıcıları tarafından kabul görmeyen veya bilinmeyen olumsuz etkilere sahiptir.

   Bitkide de aynen ilaçta olduğu doz, uygulama yolu, farmakokinetik, kontaminasyon, mikrobiyal üreme, ciddi yan etkiler, katkı maddeleri, toksisiteve bireylere bağlı yaş, cinsiyet genetik yapı, gebelik/emzirme durumu, hastalıklar vb. tüm faktörler önem arz etmektedir. Paraselsus (1493-1541) "Tüm maddeler zehirdirilacı zehirden ayıran dozudur" diyerek zehire doz kavramını getirmiştir.
         Bir diğer konu bitki ve ilaç etkileşimleridir. İlaçlarla birlikte alınan bitkisel ürünler kullanılan ilacın etkisini artırabilmekte/azaltabilmekte veya etkiyi ortadan kaldırabilmekte, yan etkileri artırabilmekte, ilacın toksisitesini artırabilmektedir. Fakat kullanıcıların yaklaşık üçte birinin olası riskler konusunda bilgisinin olmadığı görülmektedir.

      Eczacılık, tıbbi bitkilerin teşhisi ve botanik sınıflandırılmasından (Farmasötik Botanik), bitkilerin kullanılan kısmı, etkili bileşikleri, (Farmakognozi, Fitoterapi) farmakolojik, biyolojik etkileri ve tedavide kullanılışına kadar ayrıntılı şekilde eğitim alan tek meslek grubudur. Bu nedenle herhangi bir bitkiyi kullanmadan önce mutlaka eczacınıza danışınız.


Kaynaklar
  1. Türkmen Z, Türkdoğru S, Mercan S, Açıkkol M. Bitkisel ürünlerin ve gıda destek ürünlerinin içeriklerinin adli ve hukuki boyutu. Adli Tıp Bülteni, 19(1):38-48, 2014.
  2. Raynoret.al. Buyer beware? Does he information provided with herbal products available over the counterenable safe us? BMC Medicine, 9:94, 2011.
  3. WHO. Who guidelines on safety monitoring of herbal medicines in pharmacovigilance systems. World Health Organization, Geneva, 2004.
  4. WHO.Regulatory Situation of Herbal Medicines A worldwide Review World HealthOrganization, Geneva, 1998.
  5. http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2014/10/20141027-3.htm
  6. Ersöz T. Bitkisel İlaçlar ve Gıda Takviyeleri İle İlgili Genel Yaklaşım veSorunlar. Türk Eczacıları Birliği Yayını, MİSED 27-28, 2012.