Sağlıklı Yaşam ve Kişisel Bakım
SAĞLIKLI YAŞAM VE KİŞİSEL BAKIM
Dr. Hatice Sehle Yeşilkaya
Hz. Peygamber (sav) ‘İnsanların çoğunun kıymetini bilmediği iki nimet vardır: Vücut sağlığı ve boş vakit.’ (TİRMİZİ, C2 Hadis No: 2304)
Peygamberimizin de bize yüz yıllar önceden bildirdiği gibi sağlıklı olmak en güzel nimetlerden biri. Hızla geçen zamanda belki de en son dikkat edilen, özen gösterilen şey sağlık olsa da sağlıkla ilgili herhangi bir sorun yaşandığında anlaşılır belki de önemi.
İslam’da bize bildirilen hadis ve ayetlerden de görüldüğü gibi koruyucu hekimlikle birlikte sağlığın korunması ön planda tutulmaktadır. Bizim günümüzde yeni yeni farkına vardığımız adeta acil eylem planı olarak topluma kazandırmak istediğimiz koruyucu hekimlik, daha hastalık oluşmadan hastalığı önlemek bize 1400 yıl öncesinden aslında hadis ve ayetlerle gelen bir miras. Hastalıklardan korunmak, hasta bazında hastalık sürecini yaşayıp, bunun maddi manevi sıkıntısını çekmekten kolay; bununla birlikte ülke giderlerimizde sağlık harcamalarımıza ne kadar büyük bir bütçe ayırdığımızı, ne kadar büyük zaman harcadığımızı ve tedaviye yönelik ne kadar efektif çalıştığımızı(?!) düşünürsek aslında toplum açısından büyük önem taşıdığını görmüş oluruz. Şu an bilim insanlarının %90 ı, belki daha fazlası bir ilaç, bir hastalığın tedavi mekanizması üzerinde çalışmakta. Aslına bakıldığında ise bir grup insan tedavi için çalışıyor ama bir grup insan da hiçbir önlem almaksızın hasta olmaya ve tedavi görmeye muhtaç hale geliyor. Bu süreç değerlendirildiğinde çok yüksek bir tüketim ve bu tüketimle orantılı olmayan –olamayan- sağlıkta ilaç, bilgi ve araştırma yönünden üretim mevcut. Peki bu insanlara verilen sağlık hizmetinde ilaç, radyografi, hastane yatış gibi hizmetler yerine, koruyucu hekimlik ve hastalıklardan korunma üzerine daha çok yatırım yapılsa, sağlık çalışanları bu konuda nitelikli eğitimler alsa, halk bilinçlense nasıl olurdu? Bir Çin atasözünde ‘Bana bin balık vereceğine bir balık tutmasını öğret’ diyor, bu tam olarak balık tutmasını öğretmek değil mi? Uzun vadede hem toplum hem devlet -harcamalar- açısından faydalarına hiç değinmiyorum bile.
21. yy dünyasına bakıldığında birçok şey eskisi gibi değil, bozulmayan tek bir şey var. Peygamber'in sünneti ve ona inen son kitap Kuran’ı Kerim . Biraz dikkatli bakıldığında hadisler ve ayetler o kadar güzel anlatıyor ki sağlık nedir, sağlıklı olmak için gerekenler nelerdir. O uzun vadede çok yeterli olacak dediğimiz şey ,koruyucu hekimlik, aslında dinimizde bize sünnet olarak bırakılan bir değer.
Koruyucu hekimlik ilk olarak kişinin sağlığına verdiği değerden ve kişisel bakımdan başlıyor. Ayrıca kuranda belirtilen haramlardan kaçınmak da –artık bunlar bilimsel araştırmalarla da kanıtlanmış durumda- sağlığı korumada etkili büyük faktörlerden. Bunda ilk örneğimiz Nebi (sav). Onun öz bakımına baktığımızda, o zamanın şartlarında rutin haline gelen bu davranışlarını günümüzde kendini medeni-çağdaş olarak tanımlayan kişilerce dahi hala yapılamadığını-yapılmadığını görüyoruz. Peygamberin temizliğine ve sağlığına gösterdiği özeni şu hadisten anlıyoruz.
Hz. Peygamber (sav) ‘On şey fıtrattandır: misvak kullanmak, bıyıkları kısa tutmak, ağza su alarak temizlemek, sakalı uzun tutmak, tırnakları kesmek, koltuk altı kıllarını temizlemek, sünnet olmak, etek tıraşı olmak, abdest bozma yerini yıkamak.’ (NESEİ C3 Hadis no:4956)
Peygamberimizin kişisel bakımı ve temizliği incelendiğinde beden ve elbiseyi temiz tuttuğunu güzel koku kullandığını, evini temiz ve güzel tuttuğunu görüyoruz. Ayrıca kendi saç bakımına dikkat ettiği ve bizlere de saç bakımı ve sağlığıyla ilgili tavsiyeler verdiği hadislerde mevcut.
Bir hadisinde Ebu Katade (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ey Allah’ın Resülü dedim, benim omuzlarıma kadar dökülen (gür) saçlarım var, tarayıp tanzim edeyim mi?" "Evet" dedi, "ona ikramda bulun."
Bundan 1400 yıl öncesinde diş sağlığına önem verdiği ve şimdiki diş fırçasının ilk muadillerinden olan misvakı diş temizliği için kullandığını biliyoruz. Yemekten önce ve sonra el yıkamayı maddi ve manevi yararları yönünden bize nasihat etmiş ve artık günümüzde de bilimsel araştırmalarla bu yöntemin hastalıklardan korunmada ne derece etkili olduğu kanıtlanmıştır. Ayrıca tırnakların kısa olmasına büyük önem vermiştir. Tırnak aralarında biriken mikroorganizmaların nasıl temizleneceği ile ilgili eğitimler günümüzde de ayrıntılı olarak özellikle sağlık çalışanlarına verilmektedir. Bu konuda en çok tecrübeli olan ameliyatlara giren hemşire ve doktorlar ameliyattan önce herhangi bir enfeksiyona sebep olmamak için tırnak aralarını özel malzemelerle fırçalayarak temizlemektedir. Bu da Peygamberin sağlık alanındaki bir mucizesinin daha günümüzde vücut bulduğuna bir örnektir. Mevlana’nın ‘İnsanlar kıyafetleriyle karşılanır, bilgileriyle ağırlanır, ahlaklarıyla uğurlanır.’ sözünde olduğu gibi peygamberimiz giyimine de önem vermiş ve güzel ve temiz giyinmeyi tavsiye etmiştir.
Temizlik bazı ibadetlerin temel şartı olduğu gibi sağlığın da vazgeçilmez unsurudur.
Temizlik ve bakım deyince akla ilk bedenle alakalı hadiseler gelse de bunun bir de manevi boyutu vardır. Ki bu da uzunca konuşulması gereken apayrı bir konudur.