Sağlıklı Yaşamda Beslenmenin Önemi
SAĞLIKLI YAŞAMDA BESLENMENİN ÖNEMİ
İlayda Başaran
Sağlık; kişide yalnız hastalık ve sakatlık durumunun olmayışı değil, bedenen, ruhen ve sosyal yönden tam bir iyilik halidir. Beslenme ise büyüme, yaşamın sürdürülmesi ve sağlığın korunabilmesi için besinlerin vücut tarafından kullanılmasıdır. Beslenme insan gereksinmelerinin başında gelir, beslenmeden yaşamak olanaksızdır. Sağlıklı beslenme yenilen besinden zevk alarak, çeşitli ve dengeli beslenerek, tüm besin ögelerinin bireye özel miktarlarda alınması ve ideal vücut ağırlığının sürdürülmesidir. Sağlıklı beslenmeye anne karnında başlanmalı, yaşam boyu sağlığın korunması ve kronik hastalıkların önlenmesi açısından devam edilmelidir.
Beslenme; açlık duygusunu bastırmak, karın doyurmak ya da canının çektiği besinleri yiyip içmek değildir. Sağlığın korunması ve yaşam kalitesinin yükseltilmesi için vücudun gereksinimi olan besin ögeleri yeterli miktarda ve uygun zamanlarda bilinçli bir şekilde alınmalıdır. Bu eylem yaşamın her aşamasında uygulanmalıdır.
Vücudun büyüme ve gelişmesi, yenilenmesi, verimli çalışması, dış etkenlere ve hastalıklara karşı dirençli olabilmesi için gerekli olan enerji ve besin ögelerinin her birinin yeterli miktarda alınması yeterli ve dengeli beslenme ile sağlanabilir. Yeterli ve dengeli beslenme yapılmadığında yani vücudun gereksinim duyduğu düzeyde besin ögeleri alınamadığında vücut dokuları yapılamadığı ve yaşamsal faaliyetler sürdürülemediği için yetersiz beslenme durumu oluşur. Yetersiz beslenen toplumlarda çocuk ölüm hızı daha yüksek, çocukların büyüme hızı daha yavaştır. Yetersiz beslenme yalnızca fiziksel büyümeyi değil zeka gelişimini de olumsuz yönde etkilemektedir.
Yetersiz ve dengesiz beslenen kişilerin metabolizmaları mikroplara karşı dayanıklı değildir. Bu kişiler kolay hasta olur, iyileşme süreçleri uzun zaman alır. Özellikle diyabet, hipertansiyon, kalp-damar hastalıkları, bazı kanser türleri, böbrek hastalıkları, sindirim sistemi hastalıkları, ileriki yaşlarda osteoporoz (kemik erimesi) hastalıkları görülme olasılığı artar. İnsanların iş gücü, planlama ve yaratıcılık yeteneği minimuma iner, hayati faaliyetlerinde aksaklıklara neden olur. Yetersiz ve dengesiz beslenen kişilerin hareketleri ağır, isteksiz, vücutları eğilmiş, karınları şişkin, ciltleri yaraları ve pürüzlü, saçları dökülmeye meyilli, iştahsız, unutkan, görme işlevi bozulmuş, yorgun ve isteksizlerdir. Ayrıca sık sık baş ağrısından şikayet ederler.
Gereğinden fazla yemek yenildiğinde vücuda ihtiyacından daha fazla enerji ve besin ögesi girer. Kullanılandan fazla enerji, vücutta yağ olarak birikir, sağlık için zararlıdır. Beraberinde şişmanlık(obezite), diyabet, hipertansiyon ve kalp damar hastalıkları gibi sağlık sorunlarının oluşumuna neden olur. Bu durum da aşırı ve dengesiz beslenme olarak tanımlanır.
Her iki durumda da doğru ve sağlıklı yeme alışkanlığının yerleştirilmesi ile kişinin kilosu ve sorunlu yeme davranışı kontrol altına alınabilir. Aşırı yemesine veya az ya da hiç yememesine yol açan psikolojik sıkıntılar psikoterapi ile giderilebilir. Giderilmediği takdirde kişinin sorunlu yeme davranışına geri döndüğü görülür. Nasıl ki başka hastalıklarda doktora danışıyorsanız beslenme ile ilgili problemlerinizde de konunun uzmanı bir diyetisyene mutlaka danışmalısınız. Çünkü diyetisyen yaşam tarzına, vücut yapısına, sağlık durumuna göre uygun bir menü önerisinde bulunmaktadır.