5 HAZİRAN DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ olması münasebetiyle Hz. Peygamber'in çevre sağlığının önemini bildiren bir yazıyı kaleme almayı uygun gördük.
Koruyucu hekimlik, fert ve toplumu, fizyolojik, psikolojik ve mikrobik hastalıklardan koruyan bir bilimdir. Koruyucu hekimliğin başında temizlik gelir. Temizlik de, beden, kıyafet, mekan, gıda ve çevreyi kapsamaktadır.
Korunmak, tedaviden daha hayırlıdır. Koruyucu hekimlikte İslam, vücut, akıl, ruh ve davranış sağlığını esas alır. Halbuki batı medeniyeti sadece beden sağlığını ameli olarak önemser. Onun için batı toplumu, içki, uyuşturucu, cinsel hastalıklar ve psikolojik problemlerle sürekli boğuşmaktadır.
İslam, beden, elbise, yeme, içme, mekan ve çevre temizliği konusunda temizlikle ilgili olarak koruyucu hekimliğin esaslarını genişletmiş, beden, elbise ve mekan temizliğini ibadetten saymıştır. Temizlik fıkıhta müstakil bir bölüm olarak yer almaktadır. Bunun başında da abdest gelmektedir.
Unutmayalım sağlığı korumak tedavi etmekten daha kolay ve ucuzdur
Sağlığı Etkileyen Faktörler
´ Genetik
´ Hastalık
´ Kazalar
´ Fiziksel
´ Psikolojik
´ İnanç
´ ÇEVRESEL
´ Doğumsal
´ Biyolojik
KORUMA ÖNLEMLERİ
´ Temel (primordial) önlemler : Sosyo-ekonomik düzeyin geliştirilmesi, çevreye yönelik standartlar geliştirilmesi, çeşitli yasaklar, teşvikler
´ Birincil (primer) önlemler : Bağışıklama, suların klorlanması, işyerlerindeki önlemler, vb
´ İkincil (sekonder) önlemler : Erken tanı uygulamaları
´ Üçüncül (tersiyer) önlemler : Bilinen hastaların düzenli tedavi ve takibi
Çevreye dönük koruyucu hizmetler
´ Su kaynaklarının sağlanması ve denetimi
´ Katı atıkların denetimi
´ Zararlı canlılarla (haşere) mücadele
´ Besin sanitasyonu ( sağlıklı besin elde etme ve korunması)
´ Hava kirliliğinin denetimi
´ Gürültü kirliliğinin denetimi
´ Radyolojik zararlıların denetimi
´ İş sağlığı
´ İlaçlama
Temizliğin Dindeki Yeri
Fert ve toplumu, fizyolojik, psikolojik ve mikrobik hastalıklardan koruyan koruyucu hekimliğin başında temizlik gelmektedir. Temizlikle ilgili İslami tavsiye ve talimatlar, bulaşıcı hastalıklara karşı korunmayı esasa alır. Bu konuda, “Allah temiz olanları sever” ayetiyle, “Temizlik imanın yarısıdır” hadisi koruyucu hekimliğin temelini oluşturmaktadır. İslam dini, taharete yani temizliğe özel bir önem vermiştir. Öneminden dolayı taharet kelimesi Kur’an’da 31yerde geçmektedir.
Temizlik, dinin emri, imanın bir neticesi ve müminin de sıfatıdır. Efendimiz “Mümin pis olmaz” demektedir.
Çevre Temizliği
Koruyucu hekimlikte çevre temizliği, ev, bahçe, yol, hava, su, şehir, yakın ve uzak mekanları kapsamaktadır.
Çevre temizliği iki kısma ayrılır.
a) Yakın çevre (mesken – mescit) temizliği
b) Uzak çevre (yeryüzü, sular, yollar ve gölgelikler ) temizliği
Allah Resulü, ancak zamanımızda fayda ve hikmeti anlaşılabilen bir takım tavsiye ve uygulamalarla çevremizi temiz tutma konusuna biz Müslümanları irşad etmektedir. ‘Allah temizdir, temizi sever, avlunuzu temizleyin Yahudilere benzemeyiniz,’ mescide tükürmek hatadır, kefareti de onu gömmek (temizlemek)tir’ diyerek evimizi, Allah’ın evi camileri, mescitleri temiz tutmamızı istemektedir. Herkes, evini ve evinin önünü temizlerse, mahalle, köy, şehir ve ülke tertemiz olur.
Hz. peygamber temizlik ve sağlığı koruma adına, detaylara inerek, mikrop bulaştıran sinek, haşere, fare ve diğer mahluklardan kaynaklanan hastalıklara karşı ‘akşam yatarken kapıları kilitleyiniz, su kırbalarının ağzını bağlayın, kapların üzerini örtünüz, ışığı söndürünüz' şeklinde bizleri uyarmaktadır.
144 ülkenin katıldığı ilk çevre ve insan konferansı, 1970 İsveç’in başkenti Stockholm’da BM tarafından gerçekleştirilir. Ondan 14 asır önce Allah Resulü, çevrenin korunması, temiz bir çevre oluşturmak ve çevrenin temiz tutulması için pek çok tavsiye ve uygulamalarda bulunarak insanlığa bir çevre ahlakını getirmiştir. Hz. peygamberin çevre ahlakını dikkate almayan ve ihmal eden günümüz dünya ülkeleri, pek çok tabii ve insan eliyle oluşan felaketlere, hastalıklara ve kitlesel ölümlere maruz kalmakta olup, geleceğe de endişe ile bakmaktadır.
Hz. Peygamber, Medine yakınlarında bir alanı, kendisinin de bizzat diktiği hurma ağaçlarıyla ormanlaştırarak koruma altına almıştır. Bu alanla ilgili olarak “Kim buradan bir ağaç keserse onun karşılığı olarak bir ağaç diksin.” Kesilen ağacın yerine yenisini dikme şartını getirmiştir.
Bir çevre ahlakını oluşturan efendimizin, çevrenin yeşillendirilmesi ve ağaçlandırılmasını teşvik eden pek çok hadisleri vardır. Bunlardan birkaç tanesi aşağıda zikredilmiştir.
“Bir Müslüman, bir ağaç diker veya ekin eker de onlardan bir kuş, insan veya herhangi bir hayvan yerse, bu onun için sadaka sayılır.”
"Kıyamet koparken birinizin elinde hurma fidanı olsa, onu dikmeye gücü yetiyorsa hemen dikiversin."
Hz. Peygamber, su kaynaklarının yakınlarında, yol kenarlarında ve ağaç gölgeliklerinde, durgun sulara idrar etmeyi, ihtiyaç gidermeyi yasaklamıştır, hatta çevreyi kirletenleri, lanetliler grubundan saymıştır. ‘Sakın lanete uğrayanlardan olmayınız” buyurunca, sahabeler, ‘Bunlar kimlerdir?’ diye sordular. Peygamberimiz de, “Herkesin gelip geçtiği yollara, gölgeliklere, su kenarlarına ve ağaçların altına abdest bozup kirletenlerdir” diye cevap verdi.
İdrarla kirlenmiş suda değişik hastalıklara sebep olacak mikroplar bulunduğundan, buralarda yıkanmayı sakıncalı bulan Hz. Peygamber, akan suya idrar yapmayı da yasaklamıştır. Peygamberimiz’in akar suya idrar yapmayı yasaklamasının önemli bir sebebi, ancak 19. yy da anlaşılabilen suya karışmış idrar sebebiyle bir takım mikrobik hastalıklardan korunmadır.
Suya küçük ve büyük abdest bozma, suda parazit, mikrop, bakteri ve kötü kokuların oluşmasına sebep olur. Bu zararlı şeyler, bu akarsudaki ve onun birleştiği denizlerdeki balık ve diğer canlıları da olumsuz bir şekilde etkiler.
Mikroskobun bulunmadığı, mikrobun bilinmediği, temizliğin bir şey ifade etmediği bir zamanda, Hz. Peygamber’in, bugün modern tıbbın da kabul ve tavsiye ettiği uygulamaların, XIV asır önce Hz. Peygamber tarafından uygulanması ve tavsiye edilmesi, O’nun, zamanımızda görülen bilimsel bir mucizesi olup nübüvvetini tasdik etme niteliğindedir.
Tanınmış Bakterioloji uzmanı İngiliz Dr. Nelson, ‘Eğer Hz. Muhammed'in öğretileri dünyanın her tarafında uygulansa, mikropların sebep olduğu pek çok hastalık ortadan kalkar’ demektedir.
Kısaca; Sağlıklı bir toplum sağlıklı bireylerden oluşur, sağlığın devam edebilmesi koruyucu sağlık önlemleri ile mümkündür.
Bunun en güzel örnek Hz Peygamberin söz ve uygulamalarıdır.
Kaynakça:
ALTUN Ahmet, Efendimizin Sünnetinde Koruyucu Hekimlik, Ensar yayınları 2015.
ALTUN Ahmet, Hz. Peygamber Sünnetinde Sağlık Mucizeleri, Ensar yayınları 2012.